Diyarbakırlı Ermeniler konuşuyor : Sessizliğin sesi - II / derleyen Ferda Balancar ; fotoğraflar; Berge Arabian; yayına hazırlayan ve mülakatları yapanlar Altuğ Yılmaz, Berge Arabian, Ceren Ocak, Dença Kartun, Emine Kolivar, Işınsu Koç, Lora Baytar, Maral Dink, Melisa Bahar, Murat Gözoğlu, Silva Dikmen Özyerli, Tabita Toparlak, Uygar Gültekin, Zeynep Ekim Elbaşı

Katkıda bulunan(lar):Balancar, Ferda [derleyen] | Yılmaz, Altuğ [yayına hazırlayan] | Arabian, Berge [fotoğraflar] | Ocak, Ceren [yayına hazırlayan] | Kartun, Dença [yayına hazırlayan] | Kolivar, Emine [yayına hazırlayan] | Koç, Işınsu [yayına hazırlayan] | Baytar, Lora [yayına hazırlayan] | Gözoğlu, Murat [yayına hazırlayan] | Dink, Maral [yayına hazırlayan]
Materyal türü: KonuKonuLanguage: Turkish Yayıncı: İstanbul : Hrant Dink Vakfı, 2014Baskı: 2. baskıTanım: 201 sayfa : fotoğraf ; 21 cmISBN: 9786058657021Diğer başlık: Sessizliğin sesi. 2(Diyarbakırlı ermeniler konuşuyor)Konu(lar): Ermeni araştırmaları -- Türkiye | -- Armenian studies -- Turkey | Ermeni sorunu -- Türkiye | -- Armenian question -- Turkey | Azınlıklar -- Türkiye | -- Minorities -- Turkey | -- Ermeniler -- Türkiye -- Sosyal koşullar. Armenians -- Turkey -- Social conditionsDDC sınıflandırma: 323.11919920561 DI 2014 Çevrimiçi kaynaklar: https://hrantdink.org/attachments/article/94/DiyarbakirliErmeniler_site.pdf
İçindekiler:
Önsöz, Ali Bayramoğlu “Müslüman da olsan senin kemiklerin haramdır” Ermenilerin göçmesi Diyarbakır’ın ruhunu almış Ermeni tarihini Los Angeles’ta öğrendim Dedem “Kimse bilmesin kılıç artığı olduğumuzu” derdi Dininden döndürmüşler, nüfus kâğıdına da ‘mühtedi’ yazmışlar Özür dilerlerse affedebilirsin belki ama unutamazsın Müslüman’ım ve Ermeni’yim, inanmıyorsan tarihe bak! Müslümanlaşmış akrabalarımız 1915’i bizden daha iyi biliyor Bir insan kendini Ermeni olarak hissediyorsa Ermeni’dir Ermenilerin Diyarbakır’da yaşamış olduklarını unutturmamak istiyoruz Ermeni olduğum kadar Kürt, Kürt olduğum kadar Ermeni’yim Türkiye’ye göreceksem Diyarbakır’dan başlamak isterim Ninnilerimiz hem Ermeniceydi, hem Kürtçe Dinim Müslüman olsa da kendimi Ermeni hissediyorum İstanbul’da da, Kanada’da da Ermeniler bizi sıcak karşılamadı Annem “kılıç artığı, Moskof” derdi babama Sonsöz, Arzu Öztürkmen Dizin
Özet: Türkiye’de, Ermenistan’da ve Diaspora’da yaşayan Diyarbakırlı Ermenilerin izlerini süren bu çalışma kapsamında, 22’si İstanbul’da, 16’sı Diyarbakır’da, dokuzu New York’ta, yedisi Montreal’de, dördü Toronto’da, dördü Los Angeles’ta, dördü Yerevan’da, üçü de New Jersey’de olmak üzere toplam 81 kişiyle görüşüldü. Görüşülen kişilerin 41’i kadın, 40’ı erkekti. Bunlar arasında Ermeni kimliğiyle yaşayanlar da var, Müslümanlaştıktan sonra Ermeni kimliğine dönen ya da dönmeye çalışanlar veya kendini hem Müslüman hem Ermeni olarak tanımlayanlar da... Bu çalışma, Diyarbakır’daki Ermenilerin kültürel varlığını yeniden tasavvur etme, bir tür kurma girişimidir. Kentin, 1980’li yıllara kadar kullanılan ancak daha sonra cemaatsizlik nedeniyle hızla harabe halini alan Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin, yakın tarihte, Diyarbakır Belediyesi ve Ermeni kurumlarının işbirliğiyle restore edilerek yeniden ibadete açılmış olması, bu tasavvur ve yeniden kurma girişimleri açısından büyük bir önem taşıyor. Bu kitap da bu anlamda, yitik bellek denizini oluşturan damlalardan birisidir. Ali Bayramoğlu, önsözden Bu kitapta yer alan anlatıları okurken, sözlü tarihin cilvelerini düşünmeden edemedim. Bunlar arasında, hayat hikâyelerinin dinleyicisini ‘hakikate çağrısı’, farklı iktidar katmanlarının duygular ekseninde ifadesi, ve belki de bu kadim şehrin, herkesin, her şeyin üstünden bizlere müstehzi bakışı var. ‘Sessizliğin sesi’ kadar, Diyarbakır’ın bize yüklediği duygusal ağırlığı da hissetmemek mümkün değil bu anlatılarda. Bugünün çok-yerli yerelliği içinde bile hâlâ kendisi olmayı sürdürebilen şehirlerimiz var. Diyarbakır Ermenileri konuşurken, insan ister istemez, yılların sırlarının şehrin surlarından çıkıp bize sorduğu yeni sorular üzerine tefekkür ediyor. Arzu Öztürkmen, sonsözden
    Ortalama derecelendirme: 0.0 (0 oy)
Bu kayda ilişkin materyal yok

"Hrant Dink Vakfı" tarafından bağışlanmıştır.

Ali Bayramoğlu'nun önsözü ve Arzu Öztürkmen'in sonsözüyle.

Kitaptan bir bölüm: https://hrantdink.org/attachments/article/94/DiyarbakirliErmeniler_site.pdf

Dizin var.

Önsöz, Ali Bayramoğlu
“Müslüman da olsan senin kemiklerin haramdır”
Ermenilerin göçmesi Diyarbakır’ın ruhunu almış
Ermeni tarihini Los Angeles’ta öğrendim
Dedem “Kimse bilmesin kılıç artığı olduğumuzu” derdi
Dininden döndürmüşler, nüfus kâğıdına da ‘mühtedi’ yazmışlar
Özür dilerlerse affedebilirsin belki ama unutamazsın
Müslüman’ım ve Ermeni’yim, inanmıyorsan tarihe bak!
Müslümanlaşmış akrabalarımız 1915’i bizden daha iyi biliyor
Bir insan kendini Ermeni olarak hissediyorsa Ermeni’dir
Ermenilerin Diyarbakır’da yaşamış olduklarını unutturmamak istiyoruz
Ermeni olduğum kadar Kürt, Kürt olduğum kadar Ermeni’yim
Türkiye’ye göreceksem Diyarbakır’dan başlamak isterim
Ninnilerimiz hem Ermeniceydi, hem Kürtçe
Dinim Müslüman olsa da kendimi Ermeni hissediyorum
İstanbul’da da, Kanada’da da Ermeniler bizi sıcak karşılamadı
Annem “kılıç artığı, Moskof” derdi babama
Sonsöz, Arzu Öztürkmen
Dizin

Türkiye’de, Ermenistan’da ve Diaspora’da yaşayan Diyarbakırlı Ermenilerin izlerini süren bu çalışma kapsamında, 22’si İstanbul’da, 16’sı Diyarbakır’da, dokuzu New York’ta, yedisi Montreal’de, dördü Toronto’da, dördü Los Angeles’ta, dördü Yerevan’da, üçü de New Jersey’de olmak üzere toplam 81 kişiyle görüşüldü.
Görüşülen kişilerin 41’i kadın, 40’ı erkekti. Bunlar arasında Ermeni kimliğiyle yaşayanlar da var, Müslümanlaştıktan sonra Ermeni kimliğine dönen ya da dönmeye çalışanlar veya kendini hem Müslüman hem Ermeni olarak tanımlayanlar da...
Bu çalışma, Diyarbakır’daki Ermenilerin kültürel varlığını yeniden tasavvur etme, bir tür kurma girişimidir. Kentin, 1980’li yıllara kadar kullanılan ancak daha sonra cemaatsizlik nedeniyle hızla harabe halini alan Surp Giragos Ermeni Kilisesi'nin, yakın tarihte, Diyarbakır Belediyesi ve Ermeni kurumlarının işbirliğiyle restore edilerek yeniden ibadete açılmış olması, bu tasavvur ve yeniden kurma girişimleri açısından büyük bir önem taşıyor. Bu kitap da bu anlamda, yitik bellek denizini oluşturan damlalardan birisidir.
Ali Bayramoğlu, önsözden

Bu kitapta yer alan anlatıları okurken, sözlü tarihin cilvelerini düşünmeden edemedim. Bunlar arasında, hayat hikâyelerinin dinleyicisini ‘hakikate çağrısı’, farklı iktidar katmanlarının duygular ekseninde ifadesi, ve belki de bu kadim şehrin, herkesin, her şeyin üstünden bizlere müstehzi bakışı var. ‘Sessizliğin sesi’ kadar, Diyarbakır’ın bize yüklediği duygusal ağırlığı da hissetmemek mümkün değil bu anlatılarda. Bugünün çok-yerli yerelliği içinde bile hâlâ kendisi olmayı sürdürebilen şehirlerimiz var. Diyarbakır Ermenileri konuşurken, insan ister istemez, yılların sırlarının şehrin surlarından çıkıp bize sorduğu yeni sorular üzerine tefekkür ediyor.
Arzu Öztürkmen, sonsözden

Seçilen materyal ile ilgili yorum yoktur.

yorum yazmak için.

Resim görüntüleyicisi'nde görüntülemek için resim üzerine tıklayınız

Gemini Bilgi Teknolojileri A.Ş tarafından desteklenmektedir.